İşe İade Davasında Önemli Hususlar

Makaleler geri dön

İşe İade Davasında Önemli Hususlar

İşçinin haksız feshe karşı korunmasını öngören düzenlemelere iş güvencesi adı verilmektedir. İş güvencesi kapsamında yer alan işçinin, iş sözleşmesi ancak geçerli bir nedenle feshedilebilmektedir. İş sözleşmesinin geçerli bir nedenle feshedildiğini düşünmeyen işçinin işe iade davası açması gerekmektedir. Gerçekleştirilen feshin geçerli olup olmadığına ilişkin kontrol işe iade davası yoluyla sağlanabilmektedir. Açılmış bulunan işe iade davası sonunda işçimin işe iadesine hükmedilmemektedir. Böyle bir hükme yer verilmiş olsa bile işveren, işe başlatmama tazminatı adı verilen ve mahkemece belirli sınırlar dahilinde takdir edilecek ödemeyi yaparak işçiyi işe başlatmaktan kaçınabilecektir. Bu davanın amacı işçinin eski işine iadesidir.

 

İşe iade davası açmak isteyen işçi, öncelikle fesih bildiriminin tebliğinden itibaren bir ay içerisinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurmalıdır. Bir aylık süre hak düşürücü süre olup büyük önem arz etmektedir. Aksi halde dava, başka hiçbir inceleme yapılmadan usule ilişkin bir nihai kararla reddedilir. Arabuluculuk süreci sonunda anlaşmaya varılamaması halinde, iki haftalık hak düşürücü süre içerisinde işe iade davası açılabilir. Ancak davanın. Esasına girilebilmesi için arabuluculuğa zorunluluğunun yerine getirilmiş olması yeterli değildir. İşçi aynı zamanda dava dilekçesinin ekinde arabuluculuk süreci sonunca anlaşma sağlanamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini de mahkemeye sunmalıdır. İşçi, son tutanağı dava dilekçesi ile birlikte mahkemeye sunmaz ve kendisine verilecek iki haftalık kesin sürede bu eksikliği gidermez ise dava, dava dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmeden usule ilişkin bir nihai kararla reddedilir.

 

İşe iade davasında görevli mahkeme iş mahkemesidir. Ancak ayrı bir iş mahkemesinin kurulmadığı yargı çevrelerinde bu mahkemenin görevine girecek davalara asliye hukuk mahkemesince iş mahkemesi sıfatıyla bakılır. Dava dilekçesinde bu sıfatın belirtilmemiş olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez. Bu durumda mahkeme, davaya iş mahkemesi sıfatıyla baktığı bir ara kararı verecek ve yargılamaya devam edecektir.

 

İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetki İMK m.6’da belirlenmiştir. Buna göre işe adavası; davalı işverenin yerleşim yerinde, işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesinde açılabilir. Burada işin yapıldığı yerden kasıt, davalının halihazırda çalıştığı işyerinin bulunduğu yer değil; davanın konusu olan işin sürekli olarak yapıldığı yerdir.

 

Taraflar aralarında anlaşarak işe iade davasının tahkim yoluyla çözülmesini kabul edebilir. Ancak tahkim sözleşmesinin iş ilişkisi sona erdikten sonra yapılmış olması gerekir. Zira iş ilişkisi devam ederken işverenin birtakım şartları işçiye dayatma ihtimali oldukça yüksektir. Ayrıca alt işverenlik ilişkisinin mevcut olduğu durumlarda, işe iade davası bakımından, alt işveren ile asıl işveren arasında mecburi dava arkadaşlığı olduğundan, geçerli bir tahkim sözleşmesinden bahsedebilmek için her iki işverenin de sözleşmenin tarafı olması gerekir.

 

Tahkim sözleşmesinin varlığına rağmen dava, devlet mahkemelerinde açılmışsa, davalı bu hususu ilk itiraz olarak ileri sürebilir. Eğer tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz yahut uygulanması imkansız değilse mahkemenin tahkim itirazını kabul ederek davayı usule ilişkin bir nihai kararla reddetmesi gerekir.

 

Makaleler geri dön